Maaş Haczinden Kurtulmanın Yolları
Maaş Haczinden Kurtulmanın Yolları? Maaşınız sizin ve ailenizin geçimi için yeterli değilse ya da geçim sıkıntısı yaşadığınız halde icradan maaşınızın 1/4’üne haciz konulmuşsa bundan kurtuluş var mıdır?
Günümüzde özellikle bankalara borçlu bulunmayan yok gibidir. Kredi kartı veya kredi borcu nedeniyle açılan icra dosyaları önemli miktarlara ulaşmıştır.
Ülkemizde halen derdest icra dosyası sayısı 21 milyon civarındadır. İstanbul’da her bir icra müdürlüğünde yıllık ortalama 30.000 civarı icra takip dosyası açılmaktadır. Sadece Çağlayan’da bulunan Adliye içinde 40 civarı icra müdürlüğü bulunduğu dikkate alındığında oluşacak rakamı anlamak daha kolay olacaktır.
Borçlar icra takibinden sonra da ödenmeyince şahsın araç, taşınmaz ve ssk bilgileri araştırması yapılmakta ve sigortalı çalışan memur ve işçilerin maaşının 1/4’ünün İcra İflas Kanunu m.83/f.2 gereğince kesilerek icra dosyasına yatırılması sağlanmaktadır.
Ülkemizdeki ailelerin aylık ortalama geliri asgari ücret ve daha altında olanların oranı %38,5 dur. İnsanlar kıt kanaat geçinmeye çalışmaktadır. Öte yandan kazançlar normal giderleri karşılamayınca kredi kartı, kredi, çek vs. yollarla borçlanma yoluna gidilmektedir.
Yine muadili bir çok ürün bulunmasına rağmen, pahalı markalara ait cep telefonu, bilgisayar ve tablet gibi lüks sayılabilecek ürünlere olan rağbet borçlanmayı arttırmaktadır.
Büyükşehirlerdeki kira, ulaşım vb. giderlerle asgari ücretle geçinmek mucizedir. Ülkemiz insanı için ne yazık ki anormal normal hale gelmekte ve zamanla içinde bulunulan koşullara uyum sağlanmaktadır.
Son yıllarda emekli maaşına haciz konulamaması, sıradan ev eşyalarının haczedilememesi gibi bazı kolaylıklar yasal düzenleme ile sağlanmıştır.
İpoteğin paraya çevrilmesi takibi dışında evi olan borçlu yasal süresinde mahkemeye giderek evi üzerindeki haczi kaldırabilmektedir.
Nafaka borcu dışındaki maaş hacizlerinden Borçlar Kanunu m.410, İş Kanunu m.35 ve daha önemlisi uluslararası sözleşmeler uyarınca kurtulmak ya da iç hukuk yollarını tüketip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak tazminat alma imkanı vardır.
Esasında borçlu ve ailesi için gerekli olan tutar (Türk-İş sendikasına göre 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 4.259 TL) ayrıldıktan sonra kalan miktar üzerine haciz konulabilir. Bu noktaya ülkemizde hiç dikkat edilmeden borçlu maaşının tamamının 1/4’ü haczedilmektedir. Mahkemeye dava açarak asgari ücret ve sendikaların açıkladığı aylık yoksulluk sınırı altında kalan tutarın altında maaşın üzerindeki haczi kaldırma imkanı olabilir.
Anayasanın 90.maddesi uyarınca milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.
Herkes yaşama, maddi manevi koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Aynı konuda düzenleme bulunan 24.10.1960 tarihinde 109 sayılı kanunla uygun bulunan Ücretin Korunması Milletlerarası Sözleşmenin 10.maddesinin uygulanması gerekir.
İşçinin ve ailesinin geçimini sağlayabilmesi için gerekli miktar temel hak ve özgürlüklerden mülkiyet hakkı, yaşam hakkı ve sosyal güvenlik hakkı kapsamına girer. Dolayısıyla aynı konuda uluslararası sözleşmelerde düzenleme varsa uluslararası sözleşme hükmü esas alınır. Bu durumda işçi ve ailesinin geçimi için gerekli yoksulluk sınırı altında kalan maaşı üzerine haciz konulamaz.
Ayrıca icra dosyasında usulsüz işlem yapılmışsa mesela tebligatlar usulüne uygun değilse, eski dosya işlemden kaldırıldıktan sonra usule aykırı harç ödenmeden yenilenmişse icra mahkemesine başvurarak maaş haczinin kaldırılması sağlanabilir. İcra hukukunda bazı işlemler ancak icra mahkemesine başvurulduğunda denetlenir.
İcra memuru kasıtlı olmadan da usule uygun olmayan bir işleme imza atabilir. Mesela; ödeme emri tebligatının usule usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını icra müdürü inceleyemez. Ancak icra mahkemesine borçlu tarafından başvuru yapılırsa konu değerlendirilir. Ayrıca İstanbul’daki icra müdürlüklerinde dosya sayısının haddinden fazla olması ve başka saiklerle yeterli inceleme yapmadan usule aykırı verilen kararlara rastlamak mümkündür. Dosyada usule aykırı işlem olup olmadığı hususlarının bir avukat tarafından incelenmesi gerekir.
Yargıtay borçlunun maaşından aynı anda iki kesinti yapılmakta ise borçlunun kendisinin ve ailesinin geçinmeleri için lüzumlu olan miktar tenzil edildikten sonra kalan miktarın haciz olunabileceği, birden fazla haciz var ise sıraya konulacağını kabul etmektedir. Maaş miktarı borçlu ve ailesinin geçimi için yeterli değilse aynı anda iki ayrı dosya için kesinti yapılamaz.
İç hukukta olumlu sonuç alınamaması halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurularak hak ihlali nedeniyle lehe tazminat elde edilebilir. Bu konuda bir avukatı vekil tayin edip; dava ve işlemleri avukat eliyle yapmanız yararınıza olacaktır.
EMEKLİ MAAŞI HACZİNİN KALDIRILMASI
- Son yıllarda kredi kartı ve kredi borçları oldukça yaygınlaşmış ve emeklilerin maaşlarına haciz konulması ile emeklilerin geçimi zorlaşmıştı. Ekonomik kriz ve toplum baskısı ile emekli maaşına haciz konulamayacağına dair kanun maddesi (5510 sayılı kaunun m.93) yürürlüğe konuldu.
- Emekli maaşına nafaka alacakları dışında haciz konulamaz. Ancak uygulamada bankalara gönderilen haciz ihbarnamesinde bu ayrım yapılmadığından banka hesabındaki para üzerine haciz konulduğu görülmektedir. Bu durumda icra müdürlüğünden ilgili hesabınızın maaş hesabı olduğunu ve haczin kaldırılmasını yazılı olarak talep etmeniz, bu talep kabul edilmezse icra mahkemesine başvurmanız gerekmektedir.
- Maaş üzerine haciz konulmasını kabul etmişseniz bu iradeden daha sonra vazgeçtiğinizi beyanla haczin kaldırılmasını isteyebilirsiniz.
BANKAYA OLAN BORÇTA 90 GÜN ÖNEMLİ
Son ödeme tarihinden itibaren borç, 90 gün içinde ödenirse sadece gecikme faizi alınıyor. 90 günü geçen alacaklar için banka, son kez çağrı yapıyor ve 7 gün ek süre tanıyor. Bu dönemde de kapanmayan borç dosyası avukata gidiyor. Bu duruma düşenlerin ismi kara listeye yazılıyor. Ardından icra takibine varan işlemler yapılıyor. Peki maaş haczedilebilir mi? Haczedilirse ne kadarı haczedilir?
YÜZDE 25 KURALI VAR
İş Kanunu’na göre; nafaka borcunun dışında çalışanların aylık ücretinin yüzde 25’inden (dört biri) fazlası haczedilemiyor. Borçlar Kanunu’nda da bu konuda ‘rıza olmadıkça işçinin borcunun, ücret alacağından düşülemeyeceği’ yer alıyor. Ayrıca hacizle çalışanın maaşından yapılacak kesinti net ücrete göre hesaplanıyor. Örneğin; 2000 lira net maaşı olandan en fazla 500 lira kesilebiliyor.
BLOKE YASAL DEĞİL
Kanuna göre; ‘memur emeklileri dışındaki’ emeklilerin (SSK, Bağkur) maaşına, üçüncü kişilere (banka gibi) olan borcu nedeniyle haciz konulabilmesi için borçlu emeklinin izninin, rızasının (muvafakatinin) olması şart. Alacağın takibini yapan icra daireleri, emeklinin maaşına haciz konulması için yazılı rızası yoksa haciz taleplerini reddediyor. Bankalar haciz yapamasa bile maaşları bloke ediyor. Ama bu da yasal değil.
İTİRAZ NEREYE YAPILIR?
Yasa, yalnızca Sosyal güvenlik Kurumu (SgK) alacakları için hacze izin veriyor. Bu durumda da maaşın yüzde 25’i aşılamıyor. Kredi ve kredi kartı için sözleşmeye ‘maaşa haciz konulabileceğiyle’ ilgili bir madde konulamaz. Bu hukuka aykırı. Emekli maaşına haciz konulamayacağıyla ilgili Yargıtay kararları var. rızası olmadan maaşı haczedilen emekli vakit kaybetmeden ‘icra hakimine’ itiraz etmeli.
ONAY VERENLER GEÇİNEMİYORSA
Emeklinin rızası (muvafakati) üzerine maalesef maaşının tamamına haciz konuluyor. Ancak emekli daha sonra İcra ve İflas Kanunu’nun 83’üncü maddesine dayanarak ‘geçimine yetecek miktardan fazlasının’ haczedildiği yönünde şikayette bulunabilir. Bu durumda mahkeme, haczin kaldırılması için gerekli inceleme ve araştırmayı yaptırarak, emeklinin gerçekten geçinip geçinemediğinin tespiti yönünde karar verebilir. Şayet geçinemediği tespit edilirse haciz oranı yeniden belirlenir.
Maaşına Haciz Gelen İşçinin Yapması Gerekenler
Herhangi bir işyerinde çalışıyorken, ödemediği veya ödeyemediği borçları için, nafaka borcu için maaşına haciz gelen çok sayıda işçi bulunmaktadır.
İş Kanununa ve Borçlar Kanununa göre işçinin maaşına haciz konulmasına engel bir durum olmayıp, Kanun bu konuda sadece sınırlama getirmiştir.
Maaşına Haciz Gelen İşçi İtiraz Edebilir mi ?
Maaşına haciz gelen işçi işverene aşağıda belirtilen bir istisna dışında itirazda bulunamaz, bulunsa da bir anlamı olmaz, çünkü burada işveren tabiri caizse emir kuludur. İlgili kurum veya icra dairesinden gelen haciz kararını uygulamak ve işçinin maaşından gerekli kesintiyi yaparak ilgili yere ödemek zorundadır.
Dolayısıyla işçinin itirazı işverene değil ilgili icra dairesine veya ilgili kuruma zamanında yapmış olması gerekir.
Kurum ifadesini kullanmamızın sebebi, icra daireleri dışında SGK ve Maliye’de kendi alacakları için borçluya doğrudan haciz uygulamaktadır. Hatta maliye sadece vergi borçlarıyla ilgili değil, 6183 sayılı Kanun kapsamında Maliye tarafından tahsil edilen vergi dışındaki kamu alacakları için de haciz uygulamaktadır. Bunun dışında kalan kamu alacakları ile gerçek ve tüzel kişilerin alacaklarıyla ilgili icra ve haciz işlemlerini ise icra daireleri yürütmektedir.
Haciz işlemi kişilerin ödeme süresi geçtiği halde ödememiş olması nedeniyle icraya intikal eden borçlar için uygulanmakta olup, icraya intikal eden borç için de SGK, Vergi Dairesi veya İcra Dairesi borçluya önce bir ödeme emri göndermektedir. Eğer borç ödenmeyecekse işte itiraz bu ödeme emrine karşı 7 gün içerisinde yapılmalıdır. Ödeme emrini hangi kurum veya icra dairesi gönderdiyse itirazın oraya yapılması gerekir. Ancak borçlu isterse bulunduğu yerdeki kuruma veya icra dairesine de, takibin yapıldığı kurum veya icra dairesine gönderilmek üzere itirazda bulunabilir.
İtiraz borca karşı yapılabileceği gibi (örneğin kişi borcunu daha önce ödemiştir, borç zamanaşımına uğramıştır veya ödeme emrinde belirtilen borç tutarı gerçek borcundan yüksektir), imzaya karşı da yapılabilir (örneğin icra dairesi ödeme emrini bir senede bağlı olarak göndermişse ve kişi öyle bir senet imzalamamışsa).
Kişinin icraya intikal etmiş borcuyla ilgili olarak gönderilen ödeme emrine karşılık borcunu ödememesi, ödeme emrine itiraz etmemiş olması veya itirazının reddedilmiş olması halinde ise borçluyla ilgili haciz işlemleri uygulanır. Dolayısıyla işçinin maaşından haciz kesintisi yapması için işverene gelen yazı belirtiğimiz aşamalar geçildikten sonra gelmiş bir yazıdır.
Bu aşamadan sonra da eğer şartları varsa (Örneğin; kişi borcunu ödediği halde haciz uygulanmışsa veya yukarıda belirtildiği gibi daha önce kendisine herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmemişse) maaşına haciz konulan kişi haczin iptali (kaldırılması) için haczi uygulayan SGK, Vergi Dairesi veya İcra Dairesine itirazda bulunabilir. İtiraz sonucu işçinin maaşındaki haciz kaldırılırsa bu kararın işverene tebliği halinde işveren de işçinin maaşından yaptığı haciz kesintisine son verir, vermek zorundadır.
İşçinin İşverene İtirazda Bulunabileceği İstisnai Durum
İşverene gönderilecek haciz kesintisiyle ilgili yazıda (müzekkerede); işçinin almakta olduğu aylık ücretinin (maaşının) 4’te 1’inin, işçinin ücreti dışındaki başka haklarının, iş akdinin feshi (o işçinin işten çıkması veya çıkarılması) halinde doğacak ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının haciz kararı doğrultusunda kesintisi yapılarak, ilgili yere ödenmesi (yatırılması) gerektiği belirtilir. Eğer işveren burada işçinin almakta olduğu aylık ücretinin (maaşının) 4’te birinden fazla kesinti yapacak olursa işçi sadece buna itirazda bulunabilir. Çünkü gerek İş Kanunu, gerekse Borçlar Kanunu hükümleri gereğince işçilerin aylık ücret veya maaşlarının 4’te 1’inden fazlası haczedilemez. Bu itiraz da ALO 170’e yapılabilir. Ancak işçi buna rıza gösterirse işveren maaşın 4’te 1’inden fazlasını kesebilir. Yalnız nafaka borçları için bu sınırlama geçerli değildir. Nafaka borçlarında işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar esas alınır.
İşçinin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
Yukarıda belirtildiği üzere maaşına haciz konulan işçi, işverenin maaşından kesinti yapılmasını engelleyemez, sadece işveren maaşın 4’te 1’inden fazlasını kesiyorsa buna itiraz edebilir.
Bunun dışında işçinin yapması gereken, işverenin maaştan yaptığı kesintiyi ilgili yere yatırıp yatırmadığını takip etmektir. Çünkü gelen yazıya istinaden işçisinin maaşından aylarca, yıllarca kesinti yapan, ancak yaptığı kesintiyi ilgili icra dairesine veya Kuruma yatırmamış olan işverenlere rastlanmakta, bu durumda sorumluluk yine işçiye kalmakta, yani borç yine işçinin borcu olarak kalmakta, işveren tarafından yapılan kesintiler de işçi tarafından işverenden geri alınamazsa boşa gitmektedir.
Maaşından haciz nedeniyle kesinti yapılan işçi bu takibi haciz SGK tarafından konulduysa SGK Müdürlüğüne, Maliye tarafından konulduysa vergi dairelerine uğrayıp ilgili birimle görüşerek yapabilir. Haciz icra dairesi tarafından konulduysa ilgili icra dairesine uğrayıp görüşerek yapabileceği gibi e-Devlet şifresi veya elektronik imza şifresini kullanarak UYAP Vatandaş sayfasından yapabilir.
İşveren Yaptığı Haciz Kesintisini İlgili Yere Yatırmamışsa İşçi Ne Yapabilir ?
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 356 ncı maddesinde, işçisinin maaşına haciz geldiği halde gerekli kesintiyi yapmayan veya maaştan yatığı kesintiyi ilgili yere yatırmamış olan işverenden, ayrıca mahkeme kararına gerek kalmadan icra dairesince bu paraların alınabileceği, işverenin de işçisinin borcu nedeniyle kendisinden alınan parayı işçisine rücu edebileceği, yani ondan alabileceği yönünde hükümler yer almaktadır. Dolayısıyla borcu nedeniyle maaşına haciz gelen ve işçisinin maaşından kesinti yapıp ilgili yere yatırması gerektiği kendisine bildirilen işverenin, bu kesintiyi yapmaması veya kesintiyi yapsa bile ilgili yere yatırmaması halinde icra dairesi aslında bu tutarları işverenden alabilir, ancak bu alacaklı veya icra dairesi için seçimlik hak gibi bir durum olup, genelde de icra daireleri bu yola pek girmemektedir.
– İşverenin maaşından kestiği haciz kesintisini ilgili yere ödememiş olması nedeniyle yapılan kesinti yersiz, haksız bir kesintiye dönüşmüş olacağından, dolayısıyla kesintinin yapıldığı aylar için işveren işçiye eksik ücret ödemiş sayılacağından, eğer işçi halen işyerinde çalışmaya devam ediyorsa 4857 sayılı İş Kanununun 24/II-e maddesine istinaden (Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri), iş akdini haklı olarak ihbar süresine uymadan feshedebilir ve en az bir yıldır o işyerinde çalışıyorsa işverenden kıdem tazminatını isteyebilir. Buna karşılık işçi işten ayrılmayı düşünmüyorsa ALO 170’e şikayette bulunabilir.
– İşçi işyerinden ayrılmışsa bu durumda ücretleri eksik ödendiği gerekçesiyle arabulucuya başvurabilir, sonuç alamazsa iş mahkemesinde dava açabilir.